BASINA VE KAMUOYUNA -31 Ekim 2020-

Sayın Vatandaşlarımız ve Değerli Basın Mensupları,

Öncelikle, dün İzmir ve civarında etkili olan deprem nedeniyle yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralananlara da acil şifalar diliyoruz. Tüm Türkiye’ye geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

 

YAŞAM HAKKI TORBAYA SIĞMAZ!

Bilindiği üzere, hükümet tarafından bir süredir hazırlıkları yapılan ve asıl amacı talancı enerji ve maden şirketlerine daha fazla imtiyaz ve teşvik yollarını açmak olan Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Alt Komisyonundan jet hızıyla geçirildi. Komisyon tutanaklarından anlaşıldığı üzere, geçtiğimiz Nisan ayındaki o ağır pandemi döneminde hazırlanmaya başlandığı ve bugüne kadar gizlice hazırlıklarının sürdürüldüğü anlaşılan TORBA Kanun Teklifi’nin, önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu’na getirilmesi bekleniyor. 

Teklifin hazırlık aşamasında Elektrik Mühendisleri Odası, Maden Mühendisleri Odası, Petrol Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası gibi gerçekte teklifteki hususlarla doğrudan bağlantılı olan meslek odalarının ve ekoloji örgütlerinin görüşü alınmadı. Komisyon toplantısına ise ilgili kamu kurumları yanında TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB, Madenciler Derneği, RES Üreticileri Derneği gibi sektör şirketlerinin 13 örgütü davet edilmişken, EMO ve Maden Mühendisleri Odası ise ancak muhalefet milletvekillerinin ısrarı sonucu komisyona son dakikada kabul edildi. Ekoloji Birliği ve diğer ekoloji örgütlerinin katılımı ise pandemi gerekçesi ile engellendi.

Söz konusu Kanun teklifi, torba yasa mantığı ile hazırlanmasına rağmen, aslında enerji piyasasını yeniden düzenleyen kapsamlı ve temel bir kanun niteliğindedir. Gerekçesinde ve komisyon tutanaklarında da açıkça beyan edildiği ve teklif maddelerinden de görüldüğü gibi, teklif, enerji ve maden şirketlerine daha fazla imtiyaz ve teşvik sağlamakta, bu şirketlere daha fazla kaynak aktarımı yapmakta, buna karşılık kamu denetimini ve gelirlerini ise azaltmaktadır.

Teklif ile 21 dağıtım şirketine, “Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destek Mekanizması (YEKDEM)’den faydalanan 881 enerji üretim tesisi sahibine, 1722 enerji üretim tesisine ve çok sayıda maden şirketine avantaj sağlanmaktadır.

İçinde halkın olmadığı bu TORBA Kanunu teklifi ile:

  • Maden şirketlerinin ruhsat alanı dışında da tesis kurmaları sağlanıyor.
  • Maden şirketlerinden çeşitli işlemlerinde istenen borcu yoktur yazısı istenmeyerek, kamu alacaklarının takibinden vazgeçiliyor.
  • Havaya sayısız kimyasal ve zehirli gaz salan, atık lastiklerin işlenmesi sonucu ortaya çıkan ürünleri, orman ürünlerini ve çöpü yakarak elde edilen enerji “yenilenebilir” sayılıyor ve teşvik ediliyor. Biyokütle santrallarının önü daha da açılıyor.
  • Bugüne kadar güç sınırı olmaması nedeniyle sayısı oldukça fazla şirkete destek sağladığı bilinen ve şirketlere sermaye aktaran YEKDEM’in kapsamı daha da fazla genişletilerek Karadeniz derelerinde ekolojik yıkımlara ve sel felaketlerine neden olan HES’lerin sayısının daha da artmasının önü açılıyor.
  • Cumhurbaşkanı izni ile, BOTAŞ, TPAO gibi kurumlar tarafından daha önce yurtdışında kurulmuş olan şirketlere, T.C. Kanunlarından muaf olmak üzere, yurtdışı için çalışmak amacıyla yurt içinde de enerji şirketleri kurmaları sağlanıyor.
  • Enerji üretim tesisleri için gereken taşınmazlar daha önce Maliye Bakanlığı tarafından kamulaştırılırken ve kamu yararı kararı alınması gerekirken,  yetki EPDK’ya veriliyor ve böylece kamu yararı kararı olmaksızın istimlak olanağı sağlanıyor ve halkın, köylünün topraklarının sermayeye peşkeş çekilmesi süreci daha da hızlandırılıyor.
  • Dağıtım şirketlerine çeşitli kolaylıklar sağlanarak daha fazla gelir elde etmeleri sağlanıyor.
  • Ülkemizin her yerinde köylüleri ve halkı canından bezdiren, ekolojik yıkımlara yol açan, havayı, su kaynaklarını ve tarım alanlarını kirleten HES’ler, JES’ler ve RES’lere YEKDEM destekleri devam ettiriliyor.
  • Jeotermal alanların ihale bedellerinin taksitlendirilmesi sağlanarak JES’lerin sayıca daha fazla artmasının önü açılıyor.

 

Oysa, ülkemizde enerji yatırımlarında ciddi bir planlamaya ihtiyaç olduğu bir gerçektir. Çünkü EPDK verilerine göre Türkiye’nin 2020 Nisan ayı sonu itibarıyla kurulu gücü 91 bin 564 MegaWatt’dır ve Enerji işleri Genel Müdürlüğü verilerine göre ise en yüksek puant talebi ise Ağustos 2019 itibarıyla 45 bin 374 MegaWatt olarak gerçekleşmiştir. Yani Türkiye’nin, 2020 Nisan ayı itibarıyla yüzde 102’ler oranında yedek kurulu gücü vardır ve normalde yedek gücün yüzde 20-25 arası olması yeterlidir. Diğer bir ifade ile aslında Türkiye’de enerji açığı yoktur ve eğer enerji alanında bir yenilik yapılması gerekiyorsa o da; bilimsel veriler ışığında ve adil dönüşüm yöntemiyle fosil yakıtlardan kurtulmayı öngören, ekolojik sistemi gözeten, halkın gerçek ihtiyacına uygun ve enerji kooperatiflerinin yer aldığı bilimsel bir enerji politikası oluşturulması olmalıdır.

Bir kez daha yineliyoruz ki bu kanun teklifinde ne yazık ki halk yok, enerji demokrasisi yok, enerji tasarrufu yok, enerji verimliliği yok, enerji kooperatiflerine teşvik yok, ekolojik duyarlılık yok. Teklifte, enerji ve maden şirketlerine daha fazla destek, daha fazla kıyak, kamu denetiminin ortadan kaldırılması, sağlanan gelirin şirketlere, zararın ise halka yıkılması ve ekolojik yıkım var.

Sonuç olarak, yüzlerce maden sahası, onlarca büyük baraj ve sayıları her gün artan HES tesisleri ile tam bir ekolojik parçalanmaya maruz kalan ve yaşanan göçlerle bir insansızlaştırma projesi ile karşı karşıya kalan Artvinliler olarak biz de bu TORBA teklifin bir an önce geri çekilmesini talep ediyoruz.

Ayrıca, tüm muhalefet partilerini, demokratik kitle örgütlerini, ekoloji örgütlerini ve halkımızı bu yasa teklifine karşı çıkmaya çağırıyoruz.

 

SERMAYEDEN YANA DEĞİL, HALKTAN YANA, EKOLOJİK DENGEYİ GÖZETEN ENERJİ VE MADEN POLİTİKASI İSTİYORUZ!

ENERJİ VE MADEN ŞİRKETLERİNE DAHA FAZLA İMTİYAZA HAYIR!

TORBA YASA TEKLİFİ GERİ ÇEKİLSİN!

 

Yeşil Artvin Derneği

31 Ekim 2020