Gezi Parkı Davası -Basın Açıklaması-

            BASIN AÇIKLAMASI

Kamuoyunda ‘Gezi Parkı Davası’ olarak bilinen dava beklendiği gibi sonuçlanmış, yargılanan Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis, aralarında Av. Can Atalay ve Mücella Yapıcı’nın da bulunduğu 7 kişiye ise 18’er yıl hapis cezası verilmiştir. Hukuk ve adaletin en küçük kırıntısının bile yer almadığı mahkeme kararı gerek kararın içeriği ve gerekse yargılamayı yapan heyet açısından içler acısıdır. Mahkeme heyetinden bir üye hakim bütün sanıklar yönünden beraat kararı verilmesi yönünde karşı görüş bildirmiş, bir hakimin ise 2018 yılında AKP’den milletvekili aday adayı olduğu, seçilemeyince hakimliğe geçtiği, bu hakimin eşinin ise FETÖ terör örgütü ile ilişkili olarak ifade verdiği öğrenilmiştir.

Zulmün en büyüğü adalet eliyle yapılandır. Her mazlumun başvuracağı tek yer adalettir. Adalet siyasal iktidarın zulmünün kamçısı olmuşsa artık devletin temelide kalmamış demektir. Eşi terör örgütü ile irtibatlı olan rehin alınmış bir hakimin kararı ile bu ülkenin vicdanı olan gezi yargılanamaz, cezalandırılamaz.

Verilen kararın hukuka ve adalete aykırı olduğu açıktır. Dosyada sanıkları cezalandırmaya yeter tek bir delil bile yoktur. Ülkenin dört bir yanı yağmaya açılmış, derelerimiz, ormanlarımız, dağlarımız ve kıyılarımız yağmalanırken siyasal iktidar, bu ülkeye cüzdanları ile değil vatandaşlık bağı ile bağlı olan ve bize emanet edilen bu değerleri koruma çabasında olanlara gözdağı vermek, her türlü demokratik tepkiyi baskı ve zulümle ezme kararlılığını göstermek amacıyla hukuk ve adalet bir yana bırakılmış, hak, hukuk ve adalet ve yaşanılabilir bir dünya umudunu hepimize taşıyan insanları acımasızca cezalandırma yoluna gitmiştir.    Bunu kabul etmiyoruz.

“Gezi” elbetteki iki ağaç meselesinin yanısıra bu ülkenin en temiz vicdanı, hak, hukuk ve adalet arayışı, sağlıklı bir çevrede yaşama düşü, yeşil ve modern kent talebi, laik demokratik seküler yaşam isteği, özgürlük, eşitlik ve kardeşlik içerisinde mücadele başarısıdır. Bir merkezden emir almayan, yönlendirilmeyen ve kendiliğinden bir araya gelen milyonlarca insanın kardeş sofrasıdır. Siyasal iktidar en çokta bundan korkmuştur. Ancak korkunun ecele faydası yoktur. Maya tutmuştur. Hak, hukuk, özgürlük, eşitlik ve sağlıklı çevre hakkı mücadelesi daha kararlı ve daha kalabalık olarak devam edecek, dağlarımızdan ovalarımıza, cezaevlerinden kıyılarımıza sürecektir. Bu ülkenin yüz akı esir yurttaşları da özgürlüklerine en kısa sürede kavuşacaklardır.

Bu inançla Gezi Davası kararını kabul etmediğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.

                                                                                                YEŞİL ARTVİN DERNEĞİ