BASIN AÇIKLAMASI -16 Şubat 2022-

Değerli Basın mensupları,

Ülkemizin çevreye saygılı yurttaşları,

Çok değerli Artvinliler,

 

                 

         Bu açıklamayı ülkemizin ve yurttaşlarımızın ekonomik ve sosyal olarak darboğaza sıkıştırıldığı bir dönemde yapıyoruz. Ülkemiz, kışın soğuğunda enerji krizi ile karşı karşıya bırakılmış, yanlış enerji politikaları ve özelleştirmenin iflası ile 5’li çetenin insafına terk edilmiş durumdadır. Yıllardır vatandaşların en temel ihtiyaçlarının özelleştirme yoluyla yağma alanına dönüştürülmesinin sosyal devlet ilkesi ile bağdaşmayacağını savunmuştuk, bugün bunun doğruluğunu bütün ülke ve bütün yurttaşlar olarak yaşıyoruz.

         Yine son iki yıldır yaşamakta olduğumuz pandemi koşullarının ağırlığı tüm hızıyla devam etmekte olmasına ve neredeyse resmi rakamlara göre günde 250 kişiye yakın insanımızı bu salgından kaybetmekte olmamıza rağmen kamu idaresi salgını hafife almakta, önlemleri kaldırmakta ve sorunu doğal ayıklanma sürecine terk etmektedir. Ölen ölür kalanlar bize yeter mantığı ile yakınlarımız, arkadaşlarımız ve en önemlisi sağlık personellerimiz aramızdan ayrılmakta, büyük insanlık dramları yaşanmaktadır. Siyasi iktidar sağlık konusunda meslek odalarını dinlememekte, sağlık çalışanlarına emeklerinin karşılığı verilmemekte, bu konudaki sözler tutulmamakta ve yetişmiş sağlık personeli çözümü yurt dışına gitmekte bulmaktadır. Bunun ülkemize faturası sonraki yıllarda çok ağır olacaktır.

         Bütün bu sorunlar zaten ülkenin üzerine çökmüşken maalesef madencilik ve çevre sorunlarımız da artarak devam etmektedir. Yıllardır Artvin’de 325 maden ruhsat alanı olduğunu bilip bunu söylemekte iken geçen yıl içerisinde TEMA’nın yaptığı bir çalışma ile bunun 525 ruhsat alanı olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. Yine bu kadar ruhsat alanının Artvin coğrafyasının %72’sini kapladığını öğreniyoruz. Sözü edilen ruhsat alanları birer birer ve farklı zaman aralıklarıyla ihale edilmekte, hatta bazılarında arama veya işletme çalışmaları başlamaktadır. Bu haliyle Artvin’de yaşam alanı kalmamakta, hatta bütün korunan alanları da kapsar şekilde ilimiz tümüyle maden yağmasına açılmaktadır. Ne yazık ki aklını ve vicdanını kaybetmiş bir yağmacılıkla karşı karşıyayız.

         Yıllardır bu maden şirketinin bütün kirli oyunlarını anlattık sizlere. Yine yıllarca maden ruhsat alanının 4406 hektar olduğunu, ÇED olumlu kararı alınan alanın 22 hektar olmasına rağmen bu alanda kalmayacaklarını, kanser hücresi gibi veba gibi bütün alana yayılacaklarını, bu kentin üzerine bir kabus gibi çökeceklerini anlattık. İnanmayanlar oldu. Maden şirketi küstahlıkta sınır tanımayarak ve sırtını dayadıkları odaklardan aldıkları güçle, galeri usulü bakır projesinin yanına açık işletme altın madeni projesi eklediğinde haklılığımız ortaya çıktı. O zaman mücadele inancı olan Artvinlilerle bu girişimi püskürtmüştük. Ama buradan tekrar ediyoruz; o proje rafta bekletilmektedir ve şartları uygun gördüklerinde bu paragöz şirket açık altın işletmesini tekrar masaya koyacaktır. İşte bu nedenledir ki Artvin’in talanına karşı mücadelemizi her daim taze tutmamız oldukça önemlidir.

         Geçen dönem bu söylediklerimizin de test edildiği bir dönem olmuştur. Cerattepe’de maden işleten şirket daha önce aldığı 4406 hektar alanla yetinmeyerek bu ruhsat alanı ile Hatila Milli Parkı arasında kalan üç ruhsat alanını da alarak toplam ruhsat alanını 8535 hektara çıkarmıştır. Bununla da yetinmeyen şirket, Kafkasör Turizm Koruma ve Geliştirme alanı sınırlarını daraltarak madene yer açmaya çalışmış, bu alanlarda da sondaj hazırlığına başlamıştır. Maalesef Cumhurbaşkanlığı da bu maden şirketinin yağmasına göz yummuştur çünkü bu daraltma işlemi Cumhurbaşkanlığı Kararı ile yapılmıştır. Elbette bütün bunlar ile ilgili yasal başvurularımız Derneğimiz tarafından takip edilmektedir. Halen süren davalarımız bulunmaktadır.

Son olarak, Şehrimizin simge eğitim kurumlarından biri olan Gazi Ortaokulu’nun yıkılması sırasında bahçede bulunan neredeyse asırlık çam fıstıklarının verilen tüm sözlere rağmen herkesin gözü önünde yok edildiğine şahit olduk. Kamu idaresine güven ilkesinin zedelendiği, koruma sözü verildiği halde uyulmadığı, bir engel var ise de halka bilgi verme gereği bile duyulmadan yapıldı bu kıyım. Bunu yapanlara ve izin verenlere, “Gazi” Mustafa Kemal ATATÜRK’ün, bir ağacı kurtarmak için Yalova’daki yazlık evinin yerini değiştirmeyi tercih ettiğini hatırlatmak isteriz. Şimdiki teknoloji ve imkânlarla o ağaçlar kolaylıkla korunabileceği yerde, gözlerini doğanın yeşili yerine “doların yeşili” boyamış olanların bu seçeneği çam ağaçları gibi ortadan kaldırdığına şahit olduk.

         Bütün bu olumsuzlukları yaşamakta iken 15-16 Şubat 2016 tarihinde, Artvin halkının 25 yıllık Cerattepe mücadelesinin devletin zulmü ile kırılmasının 6. yılında bu mücadelenin kutsallığına, meşruluğuna inancımızı ve mücadele azmimizi hiç kaybetmediğimizi bir kez daha yineliyoruz. Maden şirketi ve onun yandaşları ile işbirlikçilerinin mücadelenin yenilgiye uğradığı sözlerinin korkudan kaynaklandığını da biliyoruz. Nitekim bu ülkeye bir gün elbette hukuk ve adalet geldiğinde hiçbir adalet sisteminin şehrin üzerinde yapılacak bir madenciliğe izin vermeyeceğini onlar da biliyor, biz de biliyor ve inanıyoruz.

         Kaldı ki Kafkasör Turizm Merkezine bile göz dikmiş bir açgözlülüğün bize yaşam hakkı tanımayacağını ve mücadele etmekten başka şansımızın olmadığını görüyoruz. 

         15-16 Şubat’ın 6. yıldönümünde de bir kez daha haykırıyoruz: Yaşamak haktır ve yaşam hakkımıza saldırıya karşı sonuna kadar direneceğimizi, bunun da ötesinde daha da ağırlaşan bu yağma ve talan sistemine karşı bir kez daha ve yeniden ve daha güçlü mücadele etmek için hepinizi bu direnişe davet ediyoruz. Artvin halkına ve dünya kamuoyuna saygı ile duyurulur.16.02.2022

                   

YEŞİL ARTVİN DERNEĞİ