“Su ve vicdan nöbeti nin 1. yıl dönümünde Kazdağları’nda yapılacak olan basın açıklaması Çanakkale Valiliği tarafından yasaklanmış ve zorla engellenmiş olup, yapılacak basın açıklaması yapılamamıştır.
Yeşil Artvin Derneği olarak Kaz Dağları’nın sesini buradan duyurmak istiyoruz. Cerattepe’den Kazdağları’na selam gönderiyoruz. Bu mücadele hiç bir zaman bitmeyecek, Kazdağları basın açıklamasını tüm Türkiye ve Artvin kamuoyu ile paylaşıyoruz.
“Su ve Vicdan Nöbetimiz 1. Yılında.
26 Temmuz 2019 tarihinde başlattığımız Su ve Vicdan Nöbeti 1. Yılını tamamladı. Kazdağları, 2019 yılının çevre mücadelesinde sembol oldu. Nöbetin başladığı günden itibaren aylarca medyada gündemin ilk sırasında yer aldı.
İstisnasız her medyada metalik madencilik uzmanlar tarafından tartışıldı. Ülkenin her bir şehrinden yüzbinlerce insan katliam alanını ziyaret etti ve nöbete desteklerini sundu.
Su ve Vicdan Nöbeti Kazdağları ekosistemini metalik madencilikten korumak adına başlamış yaşam savunmasıdır. Hiçbir siyasetin malzemesi olmamış, alnı ak, su gibi berrak bir nöbettir. Nöbet yıllarca yetkili kurumlara sesini duyurmak için mücadele eden yerel halkın en nihayetinde attığı ÇIĞLIKtır.
Ülkenin her bir noktası TALAN altındadır. Artvin Cerattepe’de, Ordu Fatsa’da, Erzincan İliç’te, Sivas Bakırtepe’de, Gümüşhane Kırıntı’da, Uşak Eşme’de, İzmir Efemçukuru’nde, Bergama Ovacık’ta, Balıkesir İvrindi’de, Çanakkale Lapseki Şahinli’de, Terziler’de,Kirazlı’da, Bursa Kirazlıyayla’da, Munzur’da metalik madencilik çalışmaları devam ediyor. Madenlerden kimisi sürecini bitirmiş olsa da bıraktıkları atık havuzlarındaki çamur yığınları yöre halkının sağlığını tehdit etmeye yüzlerce yıl devam edecektir..
5 Haziran 2004 yılında İngilizceden çeviri ile gece yarısı çıkan Maden Kanunu ile tüm ülke maden şirketlerinin talanına açılmıştır. Şirketler lehine sürekli kanun maddeleri revize edilmiştir. Talana açmak için girdiği her saha da ekonomik gelir kaynağı, istihdam imkanı, zenginlik kaynağı olarak gösterilen madenler Türkiye için tam bir sömürüdür. Ülkemizde faaliyette bulunan şirketlerin büyük bir kesimi yabancı menşelidir. Türkiye’de çalışma yapabilmek adına Türk isimli şirketler sadece bir taşerondur. Devlet payı şirketlerin beyanına bağlıdır. Beyan esastır ve çıkarıldığı yerde işletildiği takdir %4, çıkarıldığı yerden başka bir yerde işletilecekse %2 devlet hakkı dışında ülke ekonomisine bir katkısı yoktur. Yöre halkına sağlayacağını vaddettiği istihdamın ömrü maksimum 10 yıldır, madende çalışmanın yaratacağı mesleki hastalıklar nedeniyle çoğunun emekli olma süresini dahi dolduramayacağı açıktır ve alacakları ücret bir ırgat maaşıdır.
Metalik madencilik hasatı bir kezdir, oysa yüzlerce yılda var olan doğanın yaşam adına kattığı değer bizler ve bizlerden sonraki nesiller için anlamının bedeli, hasat sayısı yoktur.
Bizler ülkemizde yapılacak madenciliğin ne için, kim için, hangi bedel uğruna yapıldığını merak ediyoruz. Ülkemizin kalkınmasına karşı değiliz, karşı olduğumuz yabancı şirketlerin karı için topraklarımızın peşkeş çekilmesidir. Çok değerli ülke topraklarımızı hangi bedel ya da kimlerin karı için talana açıyorsunuz, merak ediyoruz?
Yetkilileri, kolluk kuvvetlerini sermayeden yana değil yaşamdan yana olmaya davet ediyoruz. TBMM’nin tüm milletvekillerini YAŞAMDAN YANA KARARLAR ALMAYA davet ediyoruz. Su ve Vicdan Nöbeti Kazdağları ekosistemi içindeki metalik madencilik projeleri iptal edilene dek sürecektir. Su ve Vicdan Nöbeti Koordinasyonu ülkemizde yaşamı savunan herkesin yanındadır. Bizlere direniş gücü verdiğiniz için istisnasız herkese haddimiz olmasa da gönülden teşekkür etmeyi borç biliriz.
Kazdağları Hepimizin.
Su ve Vicdan Nöbeti Koordinasyon Kurulu
26 Temmuz 2020