CERATTEPE VE ERGENE

HAKAN KARA

Ergene zehir kusuyor.
Öylesine kirletilmiş ki, kimi yerde suyun akışı bile ağırlaşıyor. Hele kokusu… Korkunç.
İnsanlar nehrin yanına bile yaklaşmaktan çekiniyorlar. O derece kirli.
Önceki hafta nehre bir genç düştü. Dalgıç ekibi getirdiler. Ekip kirlilik nedeniyle nehre giremedi.

*** 

Ergene’deki kirlilik sorunu yeni değil. Neredeyse 30 yıldır sürüyor ve 30 yıldır bu soruna çare bulunamıyor.
Trakya’da kirlilik yüzünden kansere yakalananların sayısı fırlamış. Üstelik insanların yanına bile yaklaşmaktan çekindikleri o zehirli sular, tarımda kullanılıyor. Havza Türkiye’nin ayçiçek ve pirinç deposu. Orada üretilen pirinçler bizim soframıza geliyor. Bunlar ne ölçüde sağlıklı?
Diyeceksiniz ki, devlet ne yapıyor?
“Hiçbir şey” demek belki haksızlık, ancak devletin sorunu çözemediği ortada.
Devlet 30 yıldır, nehri kirleten fabrikalara arıtma tesisi yaptıramıyor mesela. Olur şey mi?
İnsanların sağlığıyla oynayan, çevre felaketi yaratan, yasalara uymayan fabrikaların patronlarına arıtma tesisi yaptıramayan devlet, Artvin’de doğaya sahip çıkan insanların üzerine gaz sıkıyor.
Ergene nehrinin çevresindeki insanları kirlilikten koruyamıyor ama, Cengiz inşaatın iş makinelerini koruyabiliyor. Üstelik hukuk süreci devam ederken bu makinelerin Cerattepe’ye çıkmasını sağlıyor.
Hukuk süreci devam ederken o iş makineleri orada ne arıyor, söyler misiniz?
Sonra yetkililerin Artvinlilere verdikleri sözleri okuyorum gazetelerden.
İnsanlar bu sözlere nasıl inansın?
Artvinlilere söz vereceğinize, Ergene’deki çevre felaketini çözsenize…
Madem çevreye duyarlısınız, Ergene’yi temizlesenize.
Ergene zehir kusarken, Artvin için verilen sözlere kim inanır?
Bilirkişi heyetini Artvin’e göndereceğinize, Ergene’ye göndersenize.
Ergene için Kırklareli Yeşil Masa, change.org sitesinde bir imza kampanyası başlatmış ve destek bekliyor.

*** 

Önceki gün Cerattepe’ye gelecek bilirkişi heyetini karşılamak için 1.5 kilometrelik bir insan zinciri oluşturdu Artvinliler.
Kafkasör’deki arkadaşlarımızdan telefonla bilgi alırken internetten gelişmeleri izliyorum. Videolar, fotoğraflar…
Birden bir fotoğraf dikkatimi çekiyor. “İşte bizim yavru Geziciler” diye yazıyor fotoğrafın altında. Anımsarsınız, Artvin’de eylem yapanlar için öyle demişlerdi: “Bunlar yavru Gezici.”
Fotoğrafta muhteşem üç tane kadın var. Kafkasör’e çıkarken biraz yorulmuş gibiler. Nefesleniyorlar. Yan yana oturuyorlar. Biri 92 yaşında. Adı Erzade Yalçıntaş. Yalçıntaş’ı az sonra bir başka fotoğrafta tekrar görüyorum. Bu sefer kendini yolun ortasına atmış, boyundaki atkıyı sallıyor. “Maden istemiyoruz” diye yazıyor atkıda. Bir başka fotoğrafta bilir kişi heyetine bir şeyler anlatıyor. Harika fotoğraflar.
Keşke bir de videosu olsa diye geçiyor içimden. O sırda videosunu da buluyorum.
Şöyle diyor 92 yasındaki Yalçıntaş:
“Artvin’i ben böyle yaşadım, doğasıyla yaşadım. Torunlarımın da böyle yaşamasını istiyorum. Para gelir geçer, altın gelir geçer; hayat kalır, yaşam kalır.”
Ne harika bir kadın. Gözlerim doluyor onu dinlerken, gidip elini öpesim geliyor. 92 yaşındaki kadını da eylemci yaptınız ya, aferin size! (Cumhuriyet)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.