Basından izlediğim kadarıyla Trabzon Valisi Yücel Yavuz, geçtiğimiz günlerde Trabzon’da düzenlenen “Madenlerin Ekonomiye Katkısı ve Artvin’de Madencilik” konulu toplantıda Artvin halkını “açık ve net olarak kafalarını kopartmakla” tehdit etmiş bulunmaktadır.
Trabzon Valisi Yücel Yavuz şu ifadeleri kullanmıştır: “Benim Türkiye’de bakır üretiminin artırmanın önündeki tüm engellerin kafasını koparacağız bu kadar açık ve net. Yaptık yaptık yapmazsak bunu 15 Temmuzlar’ın tekrarlanması mümkün müdür değildir artık ancak rahat edelim bizi işten güçten etmesinler. Biz buralara artık net ve açık bir şekilde konuşacağız.”
Bilindiği üzere, 25 yıldır sürdürülen, on binlerce Artvinlinin yürüttüğü “ya Artvin ya Maden” başlıklı topraklarını koruma mücadelesi, halen Rize İdare Mahkemesi’nde yüzlerce Artvinlinin davacı olduğu bir davanın konusudur ve 19 Eylül 2016 tarihinde duruşması görülecektir.
Bu koşullar altında ve bu tarihte Trabzon Valisi’nin bu sözleri saf etmesi, Türkiye’nin bu en büyük çevre ve ekoloji davasının hakimlerinin verecekleri kararı etkilemekte, bağımsız yargıyı yönlendirme çabası içinde olmakta, bu davanın davacılarını “kafa kopartmakla” tehdit etmekte, üstelik terör örgütüyle bağlantılı göstermeye çalışmaktadır.
Bu itibarla Trabzon Valisi Yücel Yavuz’un beyanları, Anayasamızın 36. maddesinde “Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” şeklinde ifadesini bulan Hak Arama Hürriyetinin açıkça ihlalidir.
Üstelik bu beyanları ile Yücel Yavuz, TCK 288. maddede düzenlenen “Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs” suçunu işlemektedir.
Üstelik bunu yaparken Artvin halkını 15 Temmuz olaylarının faili terör örgütüyle ilişkilendirmekte, “basın yoluyla Artvin halkına hukuka aykırı bir filli isnad etmek” suretiyle TCK 267. maddede düzenlenen İftira suçunu işlemektedir.
Tüm bunlardan daha vahim olanı, Yücel Yavuz’un, üstelik de Trabzon Valisi sıfatıyla “kafa kopartacaklarını” duyurarak, “bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit etmek” suretiyle, TCK 106. maddede düzenlenen tehdit suçunu işlemiş olmaktadır.
Üstelik bu tehdidi, kanun ve nizamın temsilcisi, kamu düzeninden ve hepimizin güvenliğinden sorumlu ve il düzeyinde devletin silahlı gücünü de yetkisi altında bulunduran en üst düzey kamu görevlisinin yapması, söz konusu tehdit suçunu daha da ağırlaştırmaktadır.
Bir Artvinli olarak, Trabzon Valisi Yücel Yavuz’un bu beyanları karşısında korku ve dehşete kapıldım, can güvenliğimden endişe etmekteyim. Hak arama hürriyetini kullanan kişilerin bir vali tarafından bu şekilde “kafa kopartmakla” tehdit edilmesi, terör örgütüyle ilişkili gibi sunulması ve bağımsız yargının da etkilenmeye çalışılması, bir hukuk devletiyle bağdaşamaz, devlet eliyle vatandaşlar üzerinde korku ve terör yaratmaya yönelik, suç niteliğinde eylemlerdir.